Onlar yaptıkları işe farklı pencereden bakabiliyor. Sosyal medyayı bu kadar doğru kullanan başka bir marka daha var mı derseniz, cevap vermekte zorlanırız. Hayalimdeki Bodrum Evi’nin kurucuları Nurper & Aykut Güler çifti ile emlak piyasasının sıkıcı olmayan kısımlarını konuştuk.

Hoşgeldiniz Sevgili Bodrum’a. Sizi önce ayrı ayrı bir tanıyalım mı?

Nurper: Hoşbulduk! Tabii, ben turizm mezunuyum. Şehirleri, ülkeleri gezdim, otelcilik yaptım uzun yıllar. Londra, Bodrum, Abu Dabi, İstanbul, İzmir… Evlendikten sonra da Bodrum’a geldik ve buradan ayrılamadık.

Aykut: Ben de turizmciyim. Aynı otelde çalışırken tanışıp evlendik zaten. Hatta bir daha Bodrum’a gelemeyiz diye düşünüp balayımızı bile Bodrum’da geçirdik. Ama 1 yıl sonra buraya yerleşmiştik!

Nurper: Ben aslında şöyle düşünüyorum: Her şehrin kendine ait bir ruhu var. Bu ruhu tanıdıktan sonra gezgin olarak orada bulunmak yetmiyor. Bir süre yaşamak lazım. Tamamen benimseyebilmek için… Bu ruhu benimsedikten sonra biz Bodrum’dan kopmamaya karar verdik.

O halde ne zamandan beri Bodrum’da yaşıyorsunuz?

Aykut: 2012’den beri.

Pek çok şehri gezdikten sonra neden Bodrum’da karar kıldınız?

Nurper: Burayı doğası için seçtik aslında. Bir de hem şehir hayatı hem de köy hayatını birlikte yaşayabileceğimiz bir yer Bodrum.  Ama tabii en önemlisi düşündüğümüz işi yapabileceğimizi gördüğümüz için geldik.

Aykut: 2012’de ilk geldiğimizde yine turizm sektöründe çalışıyorduk ancak kısa süre sonra çok tıkanmaya başladığını görünce gayrimenkul sektörüne geçiş yaptık. Önce ben geçtim, Nurper de bana sosyal medya kanalından yardım etmeye başladı.

Samimi cevap istiyorum bu soruya! Niye Bodrum’a gelen herkes emlakçı olmak istiyor?

Aykut: Çünkü kendi işini yapmış oluyorsun. Mesai sınırlaması yok. Bir de dışarıdan bakılınca kolay bir işmiş gibi görünüyor. Ama işin aslı hiç öyle değil. Bir kere kendinizi ciddi anlamda eğitmeniz gerekiyor. Bölgeyi çok iyi tanımak lazım. Duyarlı, disiplinli ve sabırlı olmanız lazım. Karşınızdaki kişiyi çok iyi anlamalısınız.

Sizin bu alanda pek çoğundan ayrıldığınızı düşünüyorum. Hem turizm kökenli olduğunuz için hem de yürüttüğünüz sosyal medya hesabı nedeniyle. Sizi farklı yapan şey sizce ne?

Aykut: Biz yenilikçi bir bakış açısı ile yapıyoruz bu işi. İnsanlar emlak sitelerine girdiğinde kafaları karışıyor. Neticesinde yorulup, hüsrana uğruyor ve geri çekiliyorlar. Doğru fiyatlara doğru evleri bulup biz evleri onların ayaklarına götürelim gibi bir fikirle yola çıktık.

Nurper: Uzaktaki ürünü sosyal medya aracılığıyla onların önlerine getiriyoruz. Bizim tezgahımız orası aslında…

Aykut: Bu işin içinde danışmanlık da var tabii. İnsanlar bizi arayıp, hangi bölgelerde yaşayabileceklerini, nasıl bir evde mutlu olabileceklerini de soruyorlar ve biz memnuniyetle onlarla uzun uzun sohbet ediyoruz. Karar verme süreçlerine ister istemez etki ediyoruz. Doğru yönlendirmeler yapmaya gayret ediyoruz.

En çok hangi sorular geliyor?

Aykut: Lokasyonla ilgili çok soru geliyor. Çünkü insanlar Bodrum’u genellikle yazın deneyimledikleri için kışla ilgili fikirleri yok. Kışın Bodrum’da neler oluyor? Bunun cevabını arıyor insanlar. Biz elimizden geldiğince cevaplıyoruz ama tavsiyem; yatırım yapmak isteyenlerin, özellikle de yaşayacak olanların gelip kendilerinin kışın burada biraz zaman geçirmeleri… İkinci soru “Biz Bodrum’da yapabilir miyiz?” oluyor. Kendimizden örnek veriyoruz bunu cevaplarken de. Biz yapabiliyoruz! Biraz cesaret ve hayallerinin peşinden koşmak dışında ihtiyacınız olan çok da fazla bir şey yok bence.

Nurper: Şunu da ekleyelim, elbette kolay değil. Biz tüm zorluklarına eyvallah diyoruz. Çünkü Bodrum’u çok seviyoruz.

Hayalimdeki Bodrum Evi sizin markanız, değil mi?

Nurper: Tabii. Web sitemiz, Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarımız var.

Aklında ev almak ya da kiralamak olmayanların da takip ettiği bir hesap gerçekten!

Nurper: Teşekkür ederiz. İnsanların hoşuna gidiyor. Oradan bizi takip edip sonra müşterimiz olan ve dostluğa dönüşen ilişkilerimiz oluyor.  

Nasıl çıktı bu fikir?

Aykut: Bir gün İzmir’den dönüyorduk. Genelde emlak sektöründeki sosyal medya hesaplarında önce marka ismi sonra gayrimenkul danışmanının ismi oluyor. Rastlamışsınızdır. Ben daha farklı birşey olsun istiyordum. Düşünüyoruz. İsmin içinde Bodrum kesin olsun dedik. Ev sattığımıza göre ev kelimesi de geçse iyi olur diye düşündük.

Geriye bir tek hayal etmesi mi kaldı?

Nurper: Aynen öyle. İnsanlar bu sürece girdiklerinde bol bol hayal ediyorlar. Kendileri için en iyi, en uygun evi kafalarında oluşturuyorlar öncelikle. Dolayısıyla hayali de eklememiz gerekiyordu ve “Hayalimdeki Bodrum Evi” ortaya çıktı. Sonrasında patent aldık, logo yaptırdık ve oradan ilerledik.  

Bize bir mini piyasa değerlendirmesi yapmanızı istesek…  

Aykut: Bir kere Bodrum’da ciddi bir talep var halen. En büyük handikapımız toprağın çok pahalı olması. Bu da inşaat maliyetlerine yansıyor tabii ki. Dolayısıyla ev fiyatları İstanbul’la başabaş noktaya geldi. Şu anki tabloya baktığımızda ev fiyatlarının bir süre daha stabil kalacağını söyleyebiliriz.

Son soru iş dışından olsun. Bir oğlunuz var. Bodrum’da çocuklu hayat nasıl?

Nurper: Güzel. Biz Bitez’e taşındık yakın zamanda. Mandalina bahçeleri, narlar, zeytinlerle dolu bir bahçe var önümüzde. Bahçede oyuyor bizim ufaklık. Dışarıda oynayabileceği bir alan olması bile bizi mutlu ediyor.

Peki, size ulaşmak isteyenlere hangi iletişim bilgilerinizi verelim?  

Aykut: Tüm sosyal medya kanallarından bize ulaşabilirler. Bu arada çok yakında Android ve İOS’da uygulamalarımız da çıkacak, okuyucularımız takip edip, indirebilirler. Herkese sevgiler…

Bu güzel sohbet için Sevgili Bodrum'a teşekkür ederiz. Sevgili Bodrum'daki diğer röportajlar için tıklayınız.